YAĞMURDA DANS



Kitabın Adı: Yağmurda Dans

Kitabın Yazarı: Juliette Sobanet

Yayınevi: Arkadya Kitap

Sayfa Sayısı: 392
 
Başarılı bir evlilik terapisti olan Claudia'nın özel hayatı tam bir karmaşaydı. Hamileydi, üstelik çocuğunun babası evliydi ve bebeği istememişti. Birkaç aydır büyükannesine ait olan dans stüdyosuna gelen yakışıklı Edouard ile çok yakınlaşmışlardı. Bir araya geldiklerinde aralarındaki elektriği fark etmemek mümkün değildi. Claudia aşık olmuştu. Endişelendiği tek şey hamile olduğunu Edouard'a söylediğinde alacağı tepkiydi. O akşam tüm cesaretini toplayıp onunla konuşmaya karar vermişti. Dans ettikleri sırada, stüdyoya gelen bir kızın çantasından ayaklarının dibine düşen dergi kapağında Edouard'ın nişanlısı ile çekilmiş resimlerinin olduğunu gördü. Bu gerçekle sarsılan Claudia bayıldı ve gözlerini açtığında etrafında tanımadığı insanlar vardı. Şok geçiriyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ama asıl şoku aynaya baktığında yaşadı. Çünkü aynada gördüğü yüz kendisine ait değildi.
Uyandığında yanında olan ve yakın arkadaş olduklarını söyleyen Titine'den öğrendiğine göre adı Ruby idi. 1950 yıllarda ve Paris'teydi. O anda bulundukları yer bir gece kulübüydü ve her ikisi de burada dansçıydı. Kulübün baş dansçısı Gisele bir hafta önce öldürülmüştü ve bu cinayetin tek şüphelisi de kendisiydi. Adının Claudia olduğunu ve Sen Diego'dan geldiğini anlatmaya çalışsa da yeni baş dansçı olmak için cinayeti onun işlediğine inanıyorlar ve  soruşturmasından kurtulmak için hafıza kaybı yaşadığına dair rol yaptığını düşünüyorlardı. Claudia kısıtlı zamanını iyi değerlendirip gerçekleri bulmak için araştırma yapmaya başlamalıydı. Eski hayatına dönebilmek için elini çabuk tutmak zorundaydı.


Hikaye çift zamanlı olarak yazılmış ve 2012 de başlayıp 1950'li yıllara geri gidiyor ve tekrar 2012 de sonlanıyor. Yazarın kalemi güçlü ve kullandığı dil akıcı. Bu yüzden sıkılmadan hızlı hızlı okudum. Okurken hep bir sonraki sayfayı çok merak ettim. İlk bir kaç sayfada tatlı bir aşk hikayesi okuyacağım galiba diye düşünürken aynada başka bir yüz gören Claudia ile birlikte ben de şaşırıp kaldım. Sonra olayların hız kazanmasıyla benim de okuma hızım arttı :) Bu işten nasıl kurtulacak diye merak ederken ortaya Antoine çıktı. öyle güzel bir aşk yaşanmaya başladı ki ''geleceğe dönmese mi aslında ya'' dedirtti bana. Bir zamanlar Geleceğe Dönüş filminde izlemiştik geçmişe dönüp geleceği tekrar şekillendirmeyi. Benim de elime böyle bir fırsat geçse nereye ve  hangi yıla gitmek isterdim acaba diye düşündüm. Kulağa fena fikirmiş gibi gelmiyor bence.  Peki size bir fırsat verilse siz nereye gitmek istediniz?

Yorumlar