Kitabın Adı : Kanadı Kırık Kuşlar
Kitabın Yazarı : Ayşe Kulin
Yayınevi : Everest Yayınları
Sayfa Sayısı : 390
1933 yılının Mart ayında Frankfurt'ta başka bir çok evde olduğu gibi Gerhard ve Elsa'nın evinde de telaş, hüzün ve korku vardı. Çünkü Naziler Yahudiler'in ev ve işyerlerine baskınlar yapıyor, onları tutukluyorlardı. Gerhard siyasetle ilgisi olamayan bir akademisyen, bir patologdu. Ancak aynı üniversitede çalıştığı arkadaşından tutuklamaların onların okulunda da olacağını öğrendiğinde acele bir karar verip Zürih 'e karısının ailesinin yanına kaçmaları için hazırlık yapmaya başlamıştı. Yanında çalışan hademeden evdeki sınav kağıtlarını almasını bahane ederek karısına gizli bir not ulaştırmış yanına çok az eşya alarak onunla tren istasyonunda buluşmasını istemişti. Ne yazık ki Elsa trene yetişememiş ve sonraki trenle kocasının arkasından gitmek zorunda kalmıştı. Gerhard kayınpederinin evinde sığıntı gibi yaşayamayacağı için iş araması gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Kayınpederi, Hitler Ari ırkından olmayanları devlet daireleri, üniversite ve hastahanelerde çalıştırmadığından işsiz kalan bilim adamlarına Avrupa'da iş bulmak için bir ofis açmıştı. Bir hafta sonra ofis başvuru dilekçeleri ile dolup taşmaya başladı. Bu kadar insana iş bulabilmek çok zordu.
Kısa bir süre geçmişti ki kayınpederi önemli bir şey hatırladı. Pedagoji profesörü Albert Malche Türkiye'de modern bir üniversite kurulmasına yardım ediyordu. Onunla görüşmek için randevulaştılar. Ancak Cenevre'ye gidecekleri sabah Profesör Türkiye'ye hareket etti. Gerhard ve kayınpederi de mektupla düşüncelerini profesöre bildirdiler. Hafta sonu olmadan gelen yanıt sevindiriciydi, konuyu müzakere etmek için birini bekliyorlardı. Kayınpederi bu iş için Gerhard'ı görevlendirdi. Üç bilim adamı için Ankara'ya gelen Gerhard görüşmelerini tamamlamıştı. Kayınpederine hemen bir telgraf çekti :
''Üç değil otuz bilim adamı için anlaştık. Stop''
Türkler'in çağdaş bir ülke yaratmanın, bina inşa etmekle değil, ancak doğru eğitimle mümkün olabileceğini bilen bir liderleri vardı. Bu yüzden bu otuz bilim adamı için artık yeni bir hayat başlıyordu....
1930'dan 2016'ya kadar dört neslin yaşadığı gerçek olaylar o kadar anlaşılır , düzenli ve açıklayıcı anlatılmış ki , yaşı küçük olup siyaset ve tarih bilgisi yeterli olmayanların bile ilgisini çekecek aydınlatıcı özelliğe sahip bir kitap okuyucuya sunulmuş. Bana göre Ayşe Kulin yine kalemini , ustalığını konuşturmuş. Özellikle Atatürk'ün ileri görüşlülüğü ve eğitime verdiği önem , Türk halkının önderine olan sevgisi , bağlılığı ve ölümü ile duyduğu acının ifade edildiği sayfalar beni en çok etkileyen yerler oldu. Evsiz, işsiz ve umutsuz kalmış insanların yürek burkan hikayesine tanık olurken çok farklı duygular hissedeceksiniz.
Yorumlar